21 Kasım 2013 Perşembe

Ah bu ben...


''Bu da bir uzay yolculuğu. sen güneş, ben dünya. Hayat da sensin, etrafında dönüyorum. Döndükçe dört mevsimi yaşıyorum. Bazen yanıyorum, bazen donuyorum, bazen yeşeriyorum, bazen kuruyorum. Ama çekim gücün öyle yüksek ki kavuşamasak da yörüngendeyim. 
Üstün bir aşk yani, tasavvufi. 
Bir ayağı yeryüzünde bir ayağı gökyüzünde olan bir aşk. ne yerdeyim ne gökte, gönüldeyim sadece.
Mutsuz bir aşk değil kesinlikle, çaresiz de değil. sadece aşk var sonuçta.
ve ancak yüreğinde aşk büyüten insanlar bu şarkıyı anlayabilir.''

18 Kasım 2013 Pazartesi

Kasım 2013

Hikaye yazmaya gerek yok artık. Belki başka bir dünyada buluşuruz. Hem tıpkı Dünya gibi yaşama elverişli olabileceği düşünülen birkaç gezegen keşfetmişler. Olağanüstü şeyleri hep sevdim. Gezegenleri de.

7 Ekim 2013 Pazartesi

Bazen...



'' İçin öyle sıkılır kimse bilmez neyin var sen bile.
Olup bitenleri seyredersin öylece
Yalnızsındır kalabalıklar içinde kim daha iyi bilir ki?
Bir ses vardır çözer her şeyi. Yasaktır duyamazsın... ''

Ufacık şeyler yüzünden salak salak ortaya çıkan mutsuzluk krizlerini güzel anlatır bu şarkı. Sıkıntının beyinsel bir uydurmadan ibaret olduğunu, bu hissettiklerinin geçici olduğunu, denizin mavi olduğunu bilirsin ama o an ciddi dayanılmazdır ya... Geçmesini beklersin devamında uyumayı. Ama insan uyumaz bazen, düşünür...

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Özlenildiği için, tekrarlanılmayacak hatalar için, hissedilenler için, yaşanmamışlıklar için, yarım kalmışlıklar için; aslında bizim için...

Kurtulduğunu düşünüyordu...
Ama bir kere bulaşmıştı kurtulamazdı artık. Bıraksa bile izleri kalırdı geriye. Asla iyi olamazdı. Öyle olduğunu düşünse bile yanılıyordu. Bunu sadece ben görebiliyordum. Kendi hayatlarımızdan sıkıldığımız zamanlarda birbirimizle konuşuyorduk. Savaşmaktan yorulduğumuz kendimizi hayatın akışına bıraktığımız anlarda beraberdik. Onunlayken yaşama ara veriyordum ya da tam tersi, bilemiyorum. Bir gün sessizce gitti. Gökyüzü yine aynıydı sadece kokusu farklıydı. Bulutlar biraz daha çirkindi, o kadar. Yepyeni bir hayata başlamıştım. Tasarladığım hayatlardan bir tanesiydi. Sevmiştim. Her şey hayalini kurduğum gibiydi, istediğim her şeyi gerçekleştiriyordum. Unutmak için savaşıyordum. Düne kadar... Öylesine ufak bir şey çıktı ki karşıma ona ait, o an eski hayatıma geri dönmüştüm. Geride bıraktığım her şey aynı tazelikte orada duruyordu. Yutkundum, gözlerimi kapadım... Anılar birer birer bilincimi ele geçirmeye başlamıştı. Bazen işte böyle yeniliyorum. Ama inan artık çok uzun sürmüyor. Sadece anlık. Biliyorum ki zamanla anılar beni değil ben anıları yenmeye başlayacağım. 
İşte o vakit geldiğinde yeniden doğacağım...

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Heeey! İyiki Doğdum!

Geride bıraktığım seneler için üzülmüyorum. Yaşayacağım her yeni güne gülümseyerek ve hedeflerimi başaracağıma inanarak uyanıyorum. Her geçen gün yepyeni şeyler katıyor hayatıma, büyüyorum. Bazen mutlu, bazen mutsuz bazen neşeli bazen maceranın doruklarında yaşadığım hayat, benim hayatım. Yaşamaya devam ediyorum. Önüme çıkan engeller umudumu asla kırmıyor çünkü biliyorum ki ilerlediğim yolda hiç bir zorlukla karşılaşmıyorsam o yol asla beni doğruya ulaştırmıyor. Aklıma gelen her hayalin peşinden koşmaya çalışıyorum kimilerini gerçekleştiriyorum. Kimilerini bazı aksilikler dolayısıyla gerçekleştiremiyorum. Ne güzel dostlarım, arkadaşlarım varmış benim. Bir kez daha anladım ki gerçek olan tek şey sevgi. Herkesi ve her şeyi hayatıma ben çekiyorum.Şimdi görüşemediklerim, aramızda olmayanlar bir şekilde siz benim hayatıma ben de sizin hayatınıza dokundum. Yolumun kesiştiği herkese teşekkürler. İyiki varsınız.

7 Mayıs 2013 Salı

Dünyada bir tek insana inanmıştım. O kadar inanmıştım ki, bunda aldanmış olmak, bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı. Ona kızgın değildim. Ona kızmama, darılmama, onun aleyhinde düşünmeme imkân olmadığını hissediyordum. Ama bir kere kırılmıştım. Hayatta en güvendiğim insana duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi.
Sabahattin Ali 

28 Nisan 2013 Pazar

Bir Doğum Günü Yazısı

Bundan 6 sene önceydi. Liseye başladığımız ilk hafta, o tanışma evreleri... :) Kendime en yakın hissettiğim tabiri caizse kanımın ısındığı tek kişiydin. Bazen ilk görüşte bilirsin hissedersin ya öyle işte.  Sonuna kadar ''yanımda olmalı, yanında olmalıyım'' cümlesini kurduğum tek kişi!  Sonra TAMAM! dedim ben dostumu buldum. İyi ki o liseye gitmişiz iyi ki o sınıfa yazmışlar bizi. Kader bizi buluşturdu, mükemmel dostluklara adımızı yazdırmak için :) İnsan hayatında çok az kişi dostunu bulur bazıları hiç yaşayamaz, bilemez bu duyguyu. Ama ben biliyorum.' Biliyorum' diyebildiğim için çok mutluyum ve sana çok teşekkür ederim. Bana bu duyguyu yaşattığın için...  Bedeniyle olamasa da ruhuyla yanınızda daim olan birilerinin olduğunu bilirsiniz.. Bazen hayat öyle duygular yaşatır ki insana. Ancak kelimeler iyi gelir.  Sen bu mesajı okurken yüzünde sıcak bir tebessüme sebep olmak dileğiyle... Ne demişler söz uçar yazı kalır... İyiki doğdun. İyiki! Seni çok seviyorum... @ssulerbass

6 Nisan 2013 Cumartesi

Bir gün, dedim Jan’e, ‘Evrenin dördüncü boyutuna geçmek mümkün olduğunda, şöyle bir yürüyüşe çıkıp yok olabileceksin. Gömülme yok, gözyaşı yok, cennet yok, cehennem yok. İnsanlar otururken birden, ‘George’a ne oldu?’ diye soracaklar ve biri, ‘Bilmiyorum, bir paket sigara almaya gitmişti’, diyecek.
Charles Bukowski - Factotum

18 Mart 2013 Pazartesi


Hiçbir şeye üzülemeyecekmiş gibi hissediyorum. Sanki duygularım ölmüş gibi. Ot gibi. Yaptığım her eylem boş, dinlediğim şarkılardaki sözler anlamsız ve etrafımdaki insanların hepsi amaçsız. Kötü desen değilim. Çok daha kötüsünü de yaşamıştım. İyiyim diyemeyecek kadar da durgun..
Güven kırılmasının yaşattığı şok mu insanı bu hale getiriyor, yoksa gerçekten de her şeyin anlamsızlaşması olağan bir durum mu? Bilmiyorum. Bilmek bile istemiyorum. Kendimle konuşmam şizofren olduğumu göstermez. Söyleyecek onca şey, yazacak onca kelime var. Neyse.

16 Şubat 2013 Cumartesi

Bizim Eksik Yanımız

Eksik dediğiniz nedir ki, insan uğraşır çabalar giderir o eksiği. Önemli olan eksik yanını ararken tutunmaktır yaşama. Herkesin eksik yanı başka bir insan olmak zorunda değil tabii. Bazen bir amaç veya gidilecek bir hedeftir eksik yanımız. Olmak istediğimiz yere vardığımızda bizi bütün kılacak olan her şeydir eksik yanımız. Belki de bu yüzden bulmakta zorluk çekiyoruz onu, aradığımız şeyin bir insan olduğunu zannettiğimiz için…

14 Şubat 2013 Perşembe

''En başından beri kocaman bir boşluğun içindeyim. Didiniyorum, çabalıyorum ama hiçbir şey olmuyor. Ne o boşluğu doldurabiliyorum, ne de o boşluktan çıkabiliyorum. Sürekli bir oyunlar oyunlar... Ben artık bu oyunu bozamam ki. Ya da ikinci bir oyunu sil baştan yazamam ki.''

11 Şubat 2013 Pazartesi


Durup düşünmeye zamanın olur mu?
Yitirmeden anlamaz insan
Sevdiklerin yolun sonunda
Sarıl her fırsatında o insana,
Arkasından ağlayan olma
Geri getirmez çok ağlasan da
Durur, durur belki başucunda
Annen baban kendi çapında
Abin bile kırk yedi yaşında
Ömür, ömür sanki bi kara kutuymuş
Günü gelince herkesin açılmış
Ama sorarsan hep geç kalınmış
Güzel günlerimizin bittiğini sanma
Belki bir daha böylesi olmaz
Ama her bi gün güzel aslında
Yakın durmanın zor olduğu ortada
Uzak olmak her zaman en kolay
Ama en zoru yalnız olunca
Uyur… Uyur belki hep yanında
İlk sevgilin kendi solunda
Her hatıra asılı duvarında
Ömür… Ömür sanki bi kara kutuymuş
Günü gelince herkesin açılmış
Ama sorarsan hep geç kalınmış
Uyur… Uyur belki hep yanında
İlk sevgilin kendi solunda
Her hatıra asılı duvarında
Ömür… Ömür sanki bi kara kutuymuş
Günü gelince herkesin açılmış
Ama sorarsan hep geç kalınmış.

10 Şubat 2013 Pazar

''Gidenler hep bizden bir parca götürürler ve o parcanin yerinde hep derin izler kalir. Herkesin bir yara izi vardir insanlardan gizlemeye calistigi saklamak icin cok calistigi bir yara izi. Herkesin bir yara izi vardir kimseye dokundurtmayacak kadar güzel olan baktikca nefes alabiliyor olmanin kiymetini anlamani sagliyacak bir yara izi, bu izlerle yasamaya alisirsin, bir sabah belki; gün dogarken baktiginda disari yasamayi yeniden sevebilirsin ve birgün birileri elbet o yara izlerine dokunur ve acin da biraz olsun hafifler.'' L&M
Dedim ya ne yapacağımı bilmiyorum. Durup durup seni hatırlamaktan bıktım.

7 Şubat 2013 Perşembe

Hoşgeldin

Yalnızlığımın yerini almış Cem Adrian şarkısı. Kişinin yalnızlığını sevmesi ya da onu özlemesi değil; onu kabullenmesi ve tanıması... tanıyınca kabullenmişsen bir de; söylüyorsun zaten... Hoşgeldin.

1 Şubat 2013 Cuma

Multitap - Ben Anlarım..



Kafanda dönüp duran bir ses bu şarkı. Mesela nefes alıp verişinin sesi. Dinlediğim ilk andan itibaren beni kendine bağlamayı başardı.Son zamanlarda duyduğum ve içimin ısındığı sayılı parçalardan. Her sabah kahve yaparken dinlemekten zevk aldığım masal kıvamında, sıcacık bir şarkı bu. Bir yerden yakalıyor seni.  Müziği sözleri, her şeyi çok iyi geliyor kulağa. Böyle çok sıcak tüm gün fonda dinlenebilecek kadar neşeli ama gözlerinizi kapatıp kendinizi şarkıya bıraktığınızda ise darmadağın edebilecek kadar marifetli. Geç keşfettiğime pişmanım. 

31 Ocak 2013 Perşembe

''Bilmem belki de birinin gelip hayatimi degistirmesini bekliyorumdur.''

28 Ocak 2013 Pazartesi

Güzel başlayan bir gün ancak bu kadar berbat bitebilirdi. Anlaşılan hiçbir şey değişmemiş ve değişmeyecek de. Öyle anlar oluyor ki elinizden hiçbir şey gelmiyor yapabileceğiniz hiçbir şey olmuyor. Gidip bir köşede ağlıyorsunuz tek başınıza. Kimseye görünmeden,  güçlüsünüz ya siz. Sandığımız kadar güçlü müyüz acaba? Sonra bir şey olmamış gibi yüzünüzü yıkayıp hayata, yaşamaya devam ediyorsunuz gülücük maskenizi de alarak yanınıza.  Görüyorlar dünyanın en mutlu insanı olduğunuzu. Seviniyorsun bu duruma içten içe. Onlar öyle bilsin istiyorsun çünkü. Her gece sorguluyorsun yaşadıklarını, yaşayamadıklarını. Kendi yalnızlığınla dalga geçmeye başladığında artık, anlıyorsun ki aslında kimse kalmamış yanında...

26 Ocak 2013 Cumartesi

Here comes the rain again
Falling on my head like a memory
Falling on my head like a new emotion...
//
Yine yağmur geliyor
Beynime hatıraymışcasına düşerek
Beynime yeni bir duygunun parçasıymış gibi düşerek...

Hypnogaja yorumu; cover nedir? nasıl yapılır? sorularına verilebilecek en güzel cevaptır. Orijinal haliyle bana pek de bir şey ifade etmeyen şarkı, hypnogaja'nın eşsiz yorumuyla vazgeçilmezler arasına çoktan girmiştir. Vokalin haykırışı, ağlamaklı hali ve hüznü işler içinize. yağmur yağsın, şarkı daha da anlamlansın diye beklersiniz. sadece beklersiniz ve sadece dinlersiniz.

25 Ocak 2013 Cuma

3 yaşındaki dünya tatlısı oğlan çocuğu yatağınıza gelip o tatlı sesiyle sizi uyandırıyorsa ve o minik avuçlarının içine yanaklarınızı alıp seni çok seviyorum ben diyerek öpüyorsa, dünyada sizden daha mutlusu yoktur. Kendimden biliyorum. 

3 Ocak 2013 Perşembe

Çok değer verdiğim insanları teker teker çıkardım hayatımdan. Şimdi yalnızlığı daha iyi anlıyor ve yaşıyorum. Pişman mıyım? Hayır. Çünkü biliyorum ki o kişiler hayatımda olmaya devam etseydi, hayal kırıklığım o kadar çok olacaktı. Yalnız kalmak, hayal kırıklığı yaşamaktan her zaman iyidir.

Öne Çıkan Yayın

Hayat Felsefesi Yapılabilecek Sözler

''new york, california'dan üç saat uzakta ama bu california'yı yavaş kılmaz. kimisi 22 yaşında mezun olur ama iyi bir iş bu...