"we're making two reflections into one
cause it's like you're my mirror
my mirror staring back at me"
Bunlar nasıl sözler büyülüyor resmen. Tek isteğim ölmeden önce hayatıma baktığımda böyle dolu dolu, kavgalı gürültülü, mutlu, aşk dolu bir yaşam görebilmek. Çok şey mi istiyorum? Sanırım evet.
Aşk dolu bir yaşam... Bazen aklına aşk nedir diye sorduğun ve cevap aldığın anlar oluyor mu?
YanıtlaSilLeon, Mathilda'ya aşık olduğunu nereden biliyorsun diye sormuş, O da ''bilmiyorum sadece hissediyorum, tam şurda karnımda.'' diye cevap vermişti.
YanıtlaSilBelki bu kadar basittir cevabı.. Belki de aşk yapılan tüm planları gerçekleştirmek adına yolda ilerlerken birden önümüze düşen meteor parçasından başka bir şey değildir. Beklenmediktir. Ürpertir. Ne yapacağını bilemezsin. Bazen de sessizce gerçekleşir. Hiç güneşin doğuşunu izledin mi? Gücünü toplar toplar.. Sonra hiç rahatsız etmeden doğar. Tam olarak hangi anda doğduğunu bilemezsin. Rahatsız etmez ama dünyanı aydınlatır.. Ve evet bazı anlarda cevaba tam olarak ulaşamasam da yaklaştığımı hissedebiliyorum. Ya sen?
Ben pek varlığına inanamıyorum. Açıklamalar, tanımlar bana yetersiz ve çok afaki geliyor. Şimdi durup düşünsene, nedir diye. Onlarca yüzlerce tanım yapmışlar. Kimisi karnımdaki kelebek demiş, kimisi aklından hiç çıkmaması demiş, kimisi uğruna feda olmak demiş, kimisi doya doya öpüşmek demiş, kimisi bambaşka demiş. Tamam da sevgiye inanan biri olarak aşkın tanımları ve bahsettikleri içerikler benim için havada kalıyor. Hoşlanmak, anlaşmak, sevmek.... bunların hepsinin süreçlerine inanırım. Ama aşk dediğin şey hele ki kendi tanıdığın bildiğin çevrendeki insanlardan birinin senin AŞK diye nitelendirmen... bana çok tuhaf geliyor uzun lafın kısası :)
YanıtlaSilBi de insan uydurması tabii :/ :P :)
YanıtlaSil