13 Temmuz 2014 Pazar

“Bir insanı anlamak için onu sevmek gerekir. Peki ama sevmek için ne gerekir? İşte tam bu noktada nedensizliğin arsız kuşları üzerinize pisler. Ciddiyim, bir de bakmışsınız, seviyorsunuz. Biri çıkar karşınıza, balkon yıkamanın çok güzel bir şey olduğunu söyler, seversiniz.
Bir başkası çıkar, çocukluğundan beri bir gülümsemenin dudaklardan, yüzden nasıl silindiğini takip ettiğini söyler, seversiniz. Bütün çocukların okuldan koşarak çıktığını fark edip etmediğini sorduğunuzda, ‘Evet, üstelik kışın, paltolarını giymeden yalnızca kapşonlarını başlarına geçirip öyle koşarlar.’ yanıtını veren genç bir kadını, güzel domates kesen orta yaşlı bir adamı, Oktay Rifat’ın ‘bir uykuda’ şiirini çok seven birini, ispirto ocağını, cezvesini ve fincanını yanından ayırmayan bir kahve tiryakisini, kızının saçlarını tarayan bir babayı, ‘bal kavanozu’ diyemeyip ‘bal kavanözü’ diyen bir anneyi, herkesi, herkesi sevebilirsiniz. İnsan sevilecek bir canlıdır.”
-Barış Bıçakçı 

4 Temmuz 2014 Cuma

Kanun nasıl çalınır, nasıl böylesine etkileyici olabilir sorusuna cevap veren şarkıdır. Bence olağanüstüdür.


Tuhaf bir biçimde canlı bir varlık-mış hissini veriyor bu şarkı. Beş dakikaya koskoca İstanbu'u sığdırmışlar daha ne olsun. ''İçimde bir İstanbul var, ondan vazgeçemiyorum.'' 
Son zamanlarda dinlediğim en mükemmel, her saniyesi dolu dolu olan zengin bir parça. Tüm ezgiler anlatılmak istenen temayla öyle bütünleşiyor ki ortaya eşsiz bir sanat eseri çıkıyor. Bu şarkının bende hiçbir anısı olmamasına rağmen gözümde pek çok hatıra canlandırdı. E böyle bu da burda kalsın o zaman.

Sanki iki petibör arasına lokum koyup sıkıştırsam hiçbir sorunum kalmayacakmış gibi...

Öne Çıkan Yayın

Hayat Felsefesi Yapılabilecek Sözler

''new york, california'dan üç saat uzakta ama bu california'yı yavaş kılmaz. kimisi 22 yaşında mezun olur ama iyi bir iş bu...