31 Aralık 2016 Cumartesi

Dear 2016,

Sana geri dönüp tebessüm ile bakıyorum.Zor bi yıldı. Gerçekten zordu. Sadece benim için değil milyonlarca kişi için... Sevdiklerimizi bizden aldı. Görmediğimiz sahnelere tanıklık ettirdi. Kendi hayatım, sevdiklerimin hayatı için korkmanın ne demek olduğunu gösterdin bana. Hayatın tek bir parmak hareketiyle alınabilecek kadar narin olduğunu... İnsanların inandıkları şeyler için neler yapabileceğini... Ayakta kalmayı öğrettin bana. Bacaklarım ne kadar titrese de vücudumdaki her bir kas yığılıp kalmamı istese de ayakta kalmayı, devam etmeyi öğrettin. Sevdiklerime gerçekten sarılmayı öğrettin. Benim için bir sürü ilklere sebep oldun. Yeni büyük bir adım attık geleceğimize doğru. Mutluluğun geleceği düşünürken değil anı yaşarken yakalandığını, gerçekten büyük sandığım o yirmiiki yaşımın aslında sadece bir yirmiikiden ibaret olduğunun farkına vardım. Düştüm, kalktım, geleceği sorguladım. Bazen de sadece geleceği sorgulayabildiğim için şükrettim.Hayatın mükemmel olmadığını, olamayacağını ama bazen çok çok yaklaştığını gördüm. Genel olarak keyifsiz bir yıldı, karanlık zamanlardan geçtik ama hepimiz hayatın devam ettiğini öğrendik. Hepimiz hırpalansak da burdayız ve hepimiz her gecenin eninde sonunda yerini yepyeni bir güne bıraktığını biliyoruz. Hayallerimiz ve umutlarımızla seni geride bırakırken sana yine de teşekkür etmek istiyorum. Bizi öyle ya da böyle bir şekilde güldürdün, sevdiklerimize kavuşturduğun, büyüttüğün ve güçlendirdiğin için...Unutulmayacaksın 2016.

27 Mayıs 2016 Cuma

Yıldızlararası

insan ve varoluşunu anlatan çok özel bir film. fakat filmi anlatmayacağım. onu da tartışırız isterseniz(zira böyle önemli filmler hakkında saatlerce yorum yapabilirim^^). 
yıldızlar arası demek bir bakımdan zamanlar arası demektir. başımızı kaldırıp yıldızlara baktığımızda gördüğümüz manzara ne o ana ne o yere aittir. gördüğümüz, gerçekte farklı zaman dilimlerine ait şu an orada var olmayan hatta var bile olamayabilecek 'yıldız' görünümlerine aittir. 
çocukken yıldızlara bakar ve hayali bir teknolojiyle bu yıldızlardan dünyaya ait manzaraları çoklu tv ekranlarından seyrettiğimi hayal ederdim. önce 500 ışık yılı uzaklıktaki yıldıza gider istanbul'un fethini izler, istanbul'a bir kez daha aşık olurdum. sonra 100 ışık yılı uzaklıktaki yıldıza gider biraz dinlenir değişimi izlerdim. dinazorların dünyaya hükmedişini ve aynı anda ortadan kalkışını seyredebilirdim. tüm 'tarihi vakalar' aynı anda ekrana yansırdı. bir yıldızdan doğumunu gördüğüm sevdiklerimin diğer bir yıldızdan nasıl büyüdüklerini seyrederdim, bir sonraki yıldızdan belki de toprağa nasıl verilişlerini... hayır hayır bunu görmemek için bambaşka bir yıldıza geçerdim. mutlu olduğum anlarda nasıl göründüğümü izlerdim. 
tüm ekranları onların şimdisinden, benim şimdime taşır; zaman benim için hapishane olmaktan çıkardı.

2 Nisan 2016 Cumartesi

Tesadüf

''Bir keresinde “Sence tesadüf nedir” diye sormuştum.
O gözlerini kısmış, dudaklarını şişirmiş, parmaklarının ucuyla çenesini ovaladıktan sonra hiç unutamadığım o cevabı vermişti:
“Tesadüf bilinçaltımızdır.”
Tesadüf dediğimiz, hayatımızın beklemedik, tahmin edilmedik olaylara ve insanlara olan kesişmelerine bize bilinçaltımızın hazırlayıp sürüklediğini, bilinçaltımızda öyle biz hazırlık olmasa rastladığımız olayların ve insanların yanından, onları fark etmeden geçip gidebileceğimizi düşünüyordu.
Bazen kaderimizi belirleyen tesadüfler aslında bizim bulmak istediğimiz ama bunun farkında olmadığımız olaylar ve insanlardı.
Tesadüfleri,onları çok yadırgamadan hayatımıza almamız, onları kendi geleceğimize katmamız, onları zaten istememizdendi. ''

9 Şubat 2016 Salı

Gri




hani bazen hayatında bir şey olur da her şeyi, herkesi, her yeri griye boyar ya... nefes almaya mecalin kalmaz. işte öyle zamanlarda unutma ki senin gökyüzünü griye boyamaya kimsenin gücü yetmez. o hala renklidir. o renkleri görebilmek için de başını kaldırıp tüm benliğinle yukarıya bakmak gerekiyor, korkmadan.

hayatın koşuşturmacasından kurtulup başını yastığa koyduğunda her şeyi anlayabileceksin. bir şarkı odanda mırıldandığında tüylerin ürperecek. bir yola çıktığın vakit ''neredeyim ben'' diye sorabileceksin kendine. insanlardan arındığında ''kimim ben'' sorusunu ayna karşısında sorabileceksin. gözlerini tavana diktiğinde hislerini hissedebileceksin. 

Belki de hayatı sorgulamaya başlayacaksın ve basitliğini göreceksin.


Öne Çıkan Yayın

Hayat Felsefesi Yapılabilecek Sözler

''new york, california'dan üç saat uzakta ama bu california'yı yavaş kılmaz. kimisi 22 yaşında mezun olur ama iyi bir iş bu...