12 Kasım 2015 Perşembe

Kahrolsun Bazı Şeyler

görünmeyen izler çok güzel. mesela seninle şu kaldırımda yürümüştük ama bunu bizden başka kim bilecek.
bazen kaldırımlarda gerektiğinden fazla yürürüz. bazen haddimiz olmayan şarkılar dinleriz. bazen öyle tuhaf şeyler yaşarız ki başka hiçbir şey yaşamamayı dileriz bazen de öyle şeyler yaşarız ki ondan başka her şeyi yaşamış olmayı dileriz. bazen de... öyle şeyler yaşamayız ki. gelin mevzu derin.
yaşamayız işte. her kalp atışında seni yarım bırakan o yaşanmamışlık hissi sana kendini hatırlatır. ilk defa bu kadar içten istedin ve bu kadar derinden istediğin bir şeyi bile yaşayamadıysan başka şeyleri yaşamanın ne anlamı vardır ki. 
zamanla her şey güzel olur. yaşamayı seversin de.. her şey zamanında güzel olmadığı için kendi ellerinle bütün o güzelliklerin üzerini örtersin. ve bu da en çok senin hakkındır. bazen bazı şeyler biter bazen de bazı şeyler bittiği yerden başlar. bazı şeylerse başlar görünür başlamaz biter görünür bitmez. bizi yoran bazı şeylerdir. kahrolsun bazı şeyler. 

17 Eylül 2015 Perşembe

Midlake - Core Of Nature


Sanki bir affedilmiş hissi gibi
Sanki çok özel bir şeyi yeniden kazanmış gibi
Barış gibi
Sağanak sonrası deniz gibi
Issız sahilde kusursuz bir çakıl taşı gibi
Dingin
Öylesine güzel... Öylesine büyülü...

Galiba uzunca bir süre kendimi tutkuyla içine kapatacağım bir şeye çarptım bugün. Adı Midlake. Mutluyum.


30 Ağustos 2015 Pazar

Yatakta kendi kendine düşünürken lafın lafı açması

Bu eylemin ucu bucağı yok arkadaşlar. tam yatağa yatılır uykuya hazırlanırken bir konu gelir akla. hey lanet olası pislik gelme dediyseniz de faydası yoktur. hücreye yerleşen virüs gibi her fikir birer birer ele geçirir beyninizi. her şeyin suçu saçma sapan bir ilk konunun yüzündendir. '' off keşke o cümleyi değil de şunu söyleseydim bak yemin ederim yerin dibine girerdi'' diye başlarsınız genelde ve bu size bir metin yazdırır bu metnin sonunda başka bir sonuca varırsınız aklınıza bambaşka bir konu gelir. saçma sapan bir tartışma konusunu bırakıp birden kuantum fiziğine giriş yapabilirsiniz. derken evrenin genişliği aklınıza gelir ve uzaydaki yerinizi sorgularsınız felsefeye dalarsınız. haydaaa. beyin bi dur. hoop geçen gün gördüğünüz elbise gelir aklınıza kombin yapmaya başlarsınız. saçınızı kestireceksinizdir en iyi kuaförleri kıyaslarsınız şöyle bi ince hesaplamayla. hoop galatasaray'ın real madrid'e yenildiği aklınıza gelir sinir olursunuz yüzde yüz hakem hatası dersiniz adamlar türkleri sevmiyor ki diye ordan siyasete dalarsınız ki bu en korkuncu! tüm bu diyalogların sonunda '' yahu ben bu düşünceye nasıl geldim'' der her şeyi boşverip uyumaya çalışırsınız. uyumaya çalışırken iyice sinirleriniz bozulur, uyumuyorum be öff! diyerek bilgisayarı açar blogda saçmalarsınız.

14 Ağustos 2015 Cuma

Seçimler

''Bazen düşünüyorum da neleri geri teptik acaba istemeden? Mesela otobüse binmek yerine yürüyerek gitseydik gitmek istediğimiz yere, her şey farklı olur muydu? Bir sokakta yerleri inceleyerek yürümek yerine, başımız dimdik yürüseydik hayatımızın aşkı döner miydi köşedeki sokaktan? Kestirmeden gitmek yerine, uzun sokakta sallana sallana yürüseydik, her gece "keşke bir kez daha görsem" dediğimiz insanı görür müydük? Hatta birbirimize selam verip, eskiyi yâd edip ince sızılı bir mutluluk yaşar mıydık? Çekindiğimiz için bir şey soramadığımızda, kaç şeyi ittik kendimizden? Cesaret edip "seviyorum ulan" diyemediğimiz için mi sevdiğimiz insanlar hep başkalarının oldu? Hep aynı yolu tercih ettiğimiz için mi bu kadar dümdüz gidiyor hayatımız? Bilmiyoruz ve asla bilemeyeceğiz. Çünkü her zaman iki seçenek vardır önümüzde ve her zaman yalnız birini seçebiliriz aynı dakikalar içinde. Ne yazık ki, bu uzun yolculukta sağ camın yanına oturduğumuzda, sol camdan geçen şeyleri göremeyeceğiz. Başımızı sola çevirsek, sağ taraftakileri kaybedeceğiz. ''

20 Haziran 2015 Cumartesi


“Ne o beni kandırmıştı. Ne ben onu baştan çıkarmıştım. İkimizde bildiklerimizin ötesine, bulduklarımızın üstüne çıkmak istemiştik. Bir noksanlığı var sanıyorduk bütün olanların belki. Ama aslında bütünlerimize bahaneydik.”
Turgut Uyar

29 Mayıs 2015 Cuma

Birileri

birileri size yakın olduğunu sanarken uzaktır; birileri ile hiçbir zaman yan yana gelmemiş olsanız da sanki çok yakınınızdadır.

birileri sizi çok iyi tanıdığını söylerken anlayamama konusunda sınırları zorlar; birileri varlığınızdan bihaber sanmanıza rağmen sizi fazlasıyla iyi tanır.


birileri için onlarca cümle kurmanıza rağmen hiçbirini göremez, ruhuna dokunmayı beklerken aşılmaz duvarlar örer; birileri kıyıda köşede kalıp unutulmuş olanlara kadar tüm kelimelerinize el uzatır, ardındaki anlamı bulur ve görülmeyeni görür.


birileri paylaşmak istediğiniz tüm güzelliklere yabancı kalır; birileri sizinle aynı anda aynı nota, renk ve tatlar ile aynı hissiyatı paylaşır.


birileri var olduklarını sandığınız zamanlarda neredeyse yoktan farksızken, sizinle aynı anda aynı heyecanla kalbi atan, görmeyi bilemediğiniz birileri hep vardır...

28 Mayıs 2015 Perşembe

Merhabaa Günlükk


Ne zamandır günlük yazmıyorum. Aslında hayatımda değişen o kadar çok şey var ki.. En başta bakış açım.. Ben anlatmaya başlarken bu şarkı size eşlik etsin. Mümkünse hissederek ve yüksek sesle dinleyin. Bir gün öleceğiz ve google kendini imha etmediği sürece burada anılarım kalacak. Bu güzel bir şey. İz bırakmak. İnsanların hayatında, defterde ve bir blogda.
Düşünsenize yıllar sonra ya da o kadar şanslı değilsek öleceğiz. Yaptıklarımız, yapamadıklarımız, içimizde ukte kalanlar, özlemlerimiz, sevinçlerimiz, ilklerimiz, bizi kendimizden geçirecek kadar büyülü şarkılar, aşık olduğumuz kitaplar ve daha nicesi sanki hiç yokmuş gibi, olmamış gibi sanki kimsenin hayatına etki etmemişiz gibi yok olup gidecek...
Sanki hiç yaşamamışız gibi... Ne kadar tuhaf değil mi?
Hayatım boyunca inandığım şeylerin peşinden hep koştum. ikili ilişkilerde ilk başlarda beklentiye girerken bunun anlamsız olduğunu geç öğrendim ama güzel öğrendim mesela.
İstediğin gibi yaşa, karşılık beklemeden...sev, ağla, gülümse bol bol. Negatif ya da pozitif enerji hiç farketmeden evrene o anki durumunu yansıt, değer ver! İnsanlar önemli hissetmek ister. Hepimizin ihtiyacı da bu değil mi.. (yaratılışımız gereği bize yüklenen benlik bunları istemeye zorlamıyor mu bizi.)
Yapman gerekeni, ya da bir ilişkide görmek istediğini karşı tarafa yansıt. Sonrası pek de önemli olmuyor en azından durum benim için böyle. Karşımdaki insan şunu yaptı bunu yaptı ben daha çok sevdim, onun hediyesi daha az düşünülmüş gibi saçma noktalara takılmadan yaşadım hep. Pek etrafı dinlemeden, dediklerini umursamadan yaşadım. Böylelikle karşımdakini hep güzel hatırladım hiç kin beslemedim. Sonuçta bana illa ki güzel şeyler kattılar.
Yaşamam gerektiği gibi yaşadım. Bazı şeylerin geçmişte kalması üzülmemi gerektirmez aksine anıları hatırlayıp mutlu olmamı sağlar.
Gelecekteki sevgiliye not: en ufak bir şekilde sana dair duygusal hayaller kurmuyorum. Egolarını tatmin etmek her gittiğinde peşinden gelmek seni tek taraflı mutlu etmek zorunda da değilim. zaten sevsen gitmezsin değil mi durum oraya kadar gelmez. evet dediğini duyar gibiyim. Kadın olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşatmam ben sana. Ama sana sadık kalabilirim. Yemek yapabilirim ve o bazen gerçekten berbat olan kahve karışımlarımı tatman için seni zorlamam. Senin gösterdiğin saygı ve sevginin aynısını gösterebilirim. Zaten bunları bilsen gelmezdin değil mi? Fazla adaletli ne de olsa. Neyse kitap okuyup biraz bir şeyler araştırsan bazen de belgesel izlesen çok hoş olur. İnan öyle sohbetlerimiz daha keyifli olacak. İki çift laf edemeyen farklı görüş açılarına sahip olmayan biriyle kaç sene yürüyebilir ki bir insan. En azından benim açımdan durumlar böyle yabancı. Kendine iyi bak... Doğru zamanda görüşmek üzere.

19 Nisan 2015 Pazar

Bir eski şarkı bir eski bahar bir bildik deniz, vakit nisan ortasında bir akşam..

‘’Hangi dilden olursa, bir şarkı isterim.
İçimde kırık dökük besteler dolaşır.
Kalbim avucumdadır artık, bir sahilden sesler gelir, kaybolur.
Uzun uzun nefes alır sular, uzun uzun ağlamak isterim…’’

Turgut Uyar



3 Nisan 2015 Cuma

Nisan 2015,

Sana neden artık bu kadar çok güldüğünü ya da neden işlerin daha düzgün gittiğini soranlara söyleyeceğin basit bir sebebin olmak istedim. Seni sevmek değil, beni sevmen değil, sadece bu.

29 Mart 2015 Pazar

Kafka'nın Bebeği

hikayeye göre günün birinde franz kafka rutin yürüyüşlerini yaptığı parkta küçük bir kıza rastlamış. kız ağlıyormuş. oyuncak bebeğini kaybetmiş ve bu onu oldukça üzmüş.

kafka bebeği onun yerine aramayı önermiş ve ertesi gün aynı noktada buluşmak üzere sözleşmişler. bebeği bulamaması üzerine kafka küçük kıza bebeğin ağzından bir mektup yazmış ve buluştuklarında kendisine okumuş:

"lütfen benim için kederlenme, dünyayı görmek için uzun bir yolculuğa çıktım. sana başımdan geçenleri anlatacağım."
bu birçok mektubun ilkiymiş. kafka küçük kızla her buluştuğunda sevgili oyuncak bebeğin hayali maceralarını özenle yazdığı mektuplardan ona okurmuş. küçük kız da bu şekilde avunurmuş.

derken gün gelmiş, görüşmelerin artık sonu gelmiş. kafka son görüşmede küçük kıza bir oyuncak bebek getirmiş. küçük kız, aslından oldukça farklı olan oyuncak bebeğe şaşkınlıkla bakakalmış. bebeğe iliştirilmiş bir not küçük kızın şaşkınlığını gidermiş: "yolculuğum beni çok değiştirdi."

uzun yıllar sonra, artık bir yetişkin olmuş olan küçük kızımız, gözü gibi baktığı bebeğinin, gözünden kaçırdığı bir çatlağının içine sıkıştırılmış bir mektup bulur. kısaca şöyle yazmaktadır:

"sevdiğin her şeyi er ya da geç kaybedeceksin, ama sonunda sevgi başka bir surette geri dönecek."

sevgi istemekle başlar, anlayış ve özveriyle devam eder. sevgi aslında insanın ta kendisidir. sevginin, sevilen kişi aracılığıyla belki de bize hatırlatmak istediği budur.

23 Mart 2015 Pazartesi

Sır

Masumiyetini yitirmesin diye kimselere söyleyemediğim sırlarım var.

16 Şubat 2015 Pazartesi

Terk Edilmek

19 yaşındasın.
Pastanda tam 4 mum var, tek rakamları sevmezsin çünkü. Artık kocaman bir adam oldun. Elimi daha sıkı tutuyorsun. O kadar şanslıyım ki yanıbaşımdasın. -Sana aşık olduğum o günü hatırlıyorum da 15'ime 4 ay vardı. İlgini çekebilmek için denediğim binbir yol, saçma maceralar, tuhaf tesadüfler... Yaptığım onca şey işe yaramış, dikkatini çekebilmeyi başarmıştım. Öyle hızlı başlamıştı ki her şey mutluluklar ülkesinde yaşıyorduk sanki.- Hayatın şaka yapmadığını, yavaş yavaş ciddi olduğunu anlamaya başlıyorsun.. Olgunlaşıyorsun..
20 yaşındasın.
'Yıllar önce tüm hayatımı değiştiren bir adamla tanışmıştım' sözünü hissederek söylediğim zamanlar.. Büyüyoruz.. Birlikte.. Dünyanın daha önce asla görmediğim ve var olduğunu dahi bilmediğim bir noktasını görebilmemi sağladığın için teşekkür ederim. İlk kez aşık olmuştum ve şimdi geçmişe baktığımda yaşadığım en derin aşkın bu olduğunu görüyorum. Seninle birlikteyken sahip olduğum ritim ve yoğunluk.. Yanımda olamadığın zamanlardaki tarif edilemez acı..
21 yaşındasın.
Bir Ağustos akşamı... Hava serin. Sahil kenarındayız. Rüzgar hafif esiyor. En güzel şarkılar bizim için çalıyor. Başını omzuma yaslıyorsun. Ne kadar da huzurluyum dediğini duyar gibi oluyorum. O an her şey siliniyor yeryüzünden. Geçmiş, gelecek bir masala ait oluyor. O an yeniden doğmak kadar sahiciyken ölüme bir o kadar uzak. Zamana kafa tutuyoruz.  En güzel şefkatine o gün şahit oluyorum.
Bir sonraki akşam üzeri ise sokağa çıkıp şehirdeki tüm sahafları geziyoruz seninle. Bulduğumuz eski kitaplardaki altı çizili cümleleri okuyorum sana. Ve bunun gibi daha nice güzel zamanlar paylaşabilirdim seninle. 18'inde ölmeseydin eğer...
Sonrasında ilk karşılaştığımız yerde, hiç gelmeyeceğini kabullenemeden beklemek ve o ne hissettiğimi anlayamamamı sağlayacak kadar uyuşturan acı... Beni en güzel sen terk ettin.

30 Ocak 2015 Cuma

Hayat

Günler geçiyor, hayatlar bitiyor... Zaman çok hızlı. Dertlerin dünyalık olduğunu anladığımdan beri biraz daha iyiyim. Artık her şeye gülüp geçiyorum çünkü dünya böyle. Zaman geçtikçe her şey de birbirine karışıyor sanki işin içinden çıkamıyoruz. Gerçeklik adamın yüzüne bir tokat gibi çarpıyor çoğu zaman. Duygusal olarak karmaşık canlılarız ve bu yüzden içerisinde bulunduğumuz durumları da karmaşık hale getiriyoruz. Ne yaptığımızı nereye gittiğimizi biz de bilmiyoruz ama her geçen gün yere daha sağlam basıyoruz. Hayat ters orantılardan ibaret belki de. Kendini bulurken başkasını kaybediyorsun.Kara bittiğinde deniz başlıyor, deniz bittiğinde kara. Dengesini bulamadık hiçbir şeyin.

6 Ocak 2015 Salı

Shayne Ward- No Promises


Şu an kar yağıyor. Fonda bu şarkı çalıyor öylesine büyüleyici ki, huzurluyum. Evde bir başınayım, pencereden karın yağışını seyrediyor bir yandan da kahvemi yudumluyorum. Dalıp gidiyorum arada uzaklara. Aklıma inandığım bir duygu uğruna yaptığım onca çaba onca saçmalık geliyor, gülümsüyorum. İyiki diyorum iyiki kendim için yapmışım. Kar yağmaya devam ediyor.. Kar taneleri düşüyor avuçlarıma.. O kadar güzeller ki...
Bu şarkıyı çok sevdiğim birine armağan etmek isterdim. Sevmek ve sevilmek... Adına sayfalarca yazı yazdırabilecek güce sahip bir duygu değil de ne? Hayatın tek gerçek amacı belki de. İhtiyacımız olan tek şey.
Ne derler bilirsiniz: '' Hayatta alabileceğiniz en büyük hediye sevmek ve karşılığında sevilmektir.''

4 Ocak 2015 Pazar

Bu da böyle bir hikaye.

Aristo'ya soruyorlar. Çok zenginsin, bir anda her şeyini kaybettin, nasıl olacak diye?

Aristo cevap veriyor;

-Sadece 15 gün. 15 günde alışırım diyor.

Öne Çıkan Yayın

Hayat Felsefesi Yapılabilecek Sözler

''new york, california'dan üç saat uzakta ama bu california'yı yavaş kılmaz. kimisi 22 yaşında mezun olur ama iyi bir iş bu...