13 Kasım 2014 Perşembe

Mirrors - Justin Timberlake (Cover)

O kadar çok cover'ı var ki bu şarkının son zamanlarda beğendiğim en iyi performanslar arasına girdi.Şu sıralar yine dinlemeye doyamıyorum. Şarkı değil sanat eseri resmen. Tabii ki orjinali daha güzeldir fakat rutinden kurtulmak, şarkıdan bıkmamak için coverları da keşfetmek gerekir. Bir şarkının ömrü 2 aydır bende ama bunun etkisi hala sürüyor. Geçmiş olsun diyorum çevremdekilere.
"we're making two reflections into one
cause it's like you're my mirror
my mirror staring back at me"
Bunlar nasıl sözler büyülüyor resmen. Tek isteğim ölmeden önce hayatıma baktığımda böyle dolu dolu, kavgalı gürültülü, mutlu, aşk dolu bir yaşam görebilmek. Çok şey mi istiyorum? Sanırım evet.

7 Kasım 2014 Cuma

Turgut Uyar'ı Sevmek


Bu ellerimi nereye koysam yakışmıyor,dedim ki en iyisi kucağında dursun.. Turgut Uyar

Her dizesini ayrı seviyorum. Bir şeyler yazmak elbette ki zor iş, buraya zaman ayırmak.. Hiçbir iddiam yok sadece burada huzurluyum. Bana ait bir köşede aklımdan geçenleri, ya da keşfettiğim alıntıları sizinle paylaşıyorum o kadar. Birkaç gündür ders çalışıyorum ve gerçekten bu durum artık beni bunaltmaya başladı ki zaten başım ağrıyor o yüzden bugün çalışmıyorum. Yarın mecbur toplumsal düzene uyacağız. Şimdi biraz size gözlemlerimden bahsetmek istiyorum. İlişkiler evet. Çevremde sürekli sevgili değiştiren birkaç kız arkadaşım var. Anlamadığım şey biten bütün ilişkilerinin ardından yorulmadan saatlerce döktükleri gözyaşları. Hepsine aşık mı oluyorlar yoksa kendilerini gerçekten kandırabilecek kadar iyi birer oyuncular mı çözemiyorum. Hele biri var ki sırf yeni tanıştığı kişinin statüsü sevgilisinden daha üstün diye içinde bulunduğu ilişkiyi çöpe attı ve yeni bir ilişkiye başladı. İnanın midemi bulandırıyor bu tür tablolar. Kendini gerçekleştirememiş insanlar ile arama derin mesafe koymak en mantıklısı galiba, yıllardır yaparım. Az ama öz dostlarım olsun bana yeter. Bunun yanında abartısız 8 yıldır seven, sevgisine hayranlıkla baktığım arkadaşım da var ve bence ayrıcalıklı bir sonu hak ediyor. 

Bana gelirsek sevgililik derecesinde bir ilişkim olmadı şimdiye kadar çünkü mükemmel dostlarım vardı ve onların sevgisi bana yetiyordu. Bunu öğrenen arkadaşlarım hatta kuzenlerim sanki suç işlemişim gibi bakıyorlar yüzüme. ''nasıl olur'' ''eksik yaşamışsın kızım'' Varsın eksik yaşamış olayım. Ben bazı şeylerin beklemeye değer olduğunu düşünüyorum. İlklere inananlardanım. Eski kafalıyım biraz. Beklediğime değecek mi ona zaman karar verecek ama bir filmde şöyle bir replik geçiyordu ''Bazen ilk görüşte bilirsin o insan senin kaderindir.. Bazen bir ömür ararsın bulunmaz..'' 
Bazen hissedersin tuhaf bir şekilde ve bu seni biraz korkutur. Çünkü hislerin hiçbir zaman yanıltmaz seni bilirsin. 

3 Kasım 2014 Pazartesi

Oruç Aruoba

"el ele yürümek- bunu yapabilecek miyiz?" diye sormak istemiştim sana: -
herhalde -galiba kemal demirel'den yıllar önce işittiğim; belki kendi sözü olan- o sözü anımsamıştım: 'sevgi, iki insanının birbirlerinin yüzüne bakmaları değil, birlikte aynı yöne bakmalarıdır.'
el ele tutuşma edimini düşün - bunu, en başından başlayarak, kendiliğinden, doğallıkla, hiç yadırgamadan yapmıştık: benim sağ elim, senin sol elin; tıpatıp, iç içe, sımsıkı... öyle olurdu ki, sokağa, yürümeye çıktığımızda, ellerimiz sanki kendiliklerinden bilirlerdi tutuşmaları gerektiğini; aynı anda da, karşılıklı, birbirlerini bulup, kavuşurlardı.
bu, birbirimize iletmekte olduğumuz anlam(lar)ın bir tür odak noktasıydı - sanki, ilişkimizin, somut, fiziksel, hatta 'duyumsal' temeli..
ve tabii, 'yürümek' - bu konuda kafamı nasıl bozmuş olduğumu biliyorsun: y ü r ü m e - b i r l i k t e yürüme... -daha ulu bir şey bilmiyorum. -sevişmek bile, bütün yakınlığıyla, yüceliğiyle, güzelliğiyle; ama patlayan ve sönen tutkusuyla, heyecanıyla, doyumuyla, birlikte yürümekten daha üstün değil- hele, bir de, birlikte gidilecek bir yer (bir amaç, bir erek) varsa...
yürüyüş-
ne kavram ama!.... ''

Felsefeci, araştırmacı, yazar, çevirmen.. Türk olduğundan kuşku uyandıracak kadar iyi bir filozof olduğunu düşünüyorum. Kendine özgü kullandığı fazla noktalama işaretlerinden dolayı yazdıkları kolay anlaşılır şeyler değildir belki ama durumları açık ve net anlatmasıyla hayranı olmamak da elde değildir. Zaman zaman düşünce ile şiiri birleştirmiş, fark-edilmeyeni daha iyi görmemizi sağlamıştır.


''kendi olarak, sana gelen-

sana gereksinimi olmadan, seni isteyen-
sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen-
kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan- -
o, işte...''

Öne Çıkan Yayın

Hayat Felsefesi Yapılabilecek Sözler

''new york, california'dan üç saat uzakta ama bu california'yı yavaş kılmaz. kimisi 22 yaşında mezun olur ama iyi bir iş bu...